Dermatoloji-Dermatopatoloji ve Estetik Akademisi Başkanı Prof. Dr. Rana Anadolu, estetik ve tıbbi amaçla yapılan dolgu uygulamalarının mutlaka tıp doktorlarınca yapılması, güvenilir ürünlerin kullanılması, kalıcı dolgulardan kaçınılması gerektiğini belirtti. Anadolu, insan derisine enjekte edilmesi sakıncalı maddelerle yapılan işlemlerin geri dönüşünün olmayabileceği değerlendirmesinde bulundu.
Uzmanlar, Adana’da, kendisini doktor olarak tanıttığını öne sürdüğü kuaföre estetik operasyon yaptırmasının ardından dolgunlaştırıldığı iddia edilen dudağı enfeksiyon kapan ve şişen hemşire Merve Keleş’in ciddi sağlık sorunu ile karşı karşıya kalmasının ardından, kalıcı olabilecek sonuçların ortaya çıkmaması için uyarılarda bulundu.
Dermatoloji-Dermatopatoloji ve Estetik Akademisi Başkanı Prof. Dr. Anadolu yaptığı açıklamada, dolgu uygulamaları ve başarılı, sağlıklı dermal dolgu uygulamasının ön koşulları hakkında bilgi verdi.
Son yıllarda estetik dermatoloji uygulamalarının hem Türkiye’de hem diğer ülkelerde arttığını ifade eden Anadolu, dolgunun da en sık kullanılan uygulamalardan biri olduğunu söyleyerek, şu değerlendirmede bulundu:
“Özellikle yüz bölgesinde yaş ve fizyonomi nedeniyle olan hacim ve şekil azalmasında zayıf hatların, elmacık kemikleri, dudak, yüz, çene gibi yüz hat ve bölgelerinin belirginleştirilmesinde, bazı hastalık, kaza veya ameliyat sonrasındaki doku kayıplarının düzeltilmesinde kullanılmaktadır.”
Bu tür uygulamalarda sağlıklı bir kişinin bedenine herhangi bir zarar verilmemesinin öncelik olduğunun altını çizen Anadolu, tüm tıbbi uygulama ve girişimlerde estetik amaçlı olsun ya da olmasın riskin her zaman bulunduğu uyarısını yaptı.
Anadolu, bu risklerin ve komplikasyonların en aza indirilebilmesi için uygulama yaptıranla hekimin iş birliği içinde olması gerektiğini ifade etti. Uygulamaların mutlaka yetkili hekim tarafından, en iyi koşullarda ve en kaliteli materyaller kullanılarak yapılması gerektiğinin altını çizen Anadolu, şöyle devam etti:
“Estetik dermatolojik işlemler, önemlidir. Çünkü, istenmeyen komplikasyonlar oluşabilir. Uygulama öncesinde mutlaka ürün, kullanılacak miktar ve marka hakkında hekimden bilgi alınmalı. İstenmeyen bir durum olduğunda hemen işlemi yapan hekime başvurulmalı. Ehil olmayan ellerde, bilinmeyen ve hatta insan derisine enjekte edilmesi sakıncalı maddelerle yapılan işlemlerin geri dönüşü olmayabilir.”
“Erimeyen, kalıcı dolgulardan kaçınılmalı”
Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Reha Yavuzer de dolguların yüz gençleştirme ve şekillendirmede kullanıldığını ifade ederek, “Pek çok değişik çeşit olsa da en sık kullanılanlar hyaluronik asit veya hidroksiapatit dolgulardır. Dolgular verildikleri yeri doldurup kırışıklıkların azalmasına, çene ucu, elmacık kemiği gibi yapıları belirginleştirmekte kullanılabilmektedir. Dolgularda yavaş yavaş azalarak, vücut tarafından parçalanarak kaybolmaktadır.” bilgisini verdi.
Kullanılan dolgulara göre, bu malzemelerin kalıcılık süresinin değişkenlik gösterdiğini vurgulayan Yavuzer, dolguların aynı zamanda bölgede su tutarak cildin nemlenmesine ve yeni kollajen yapılmasına yardımcı olduğunu aktardı. Yavuzer, dolgu uygulamalarının yaşlanan yüzdeki pek çok değişikliği azalttığını belirterek, özellikle üst dudak kırışıklıkları gibi kimi bölgelerde ameliyatlardan daha etkili bir çözüm olduğuna dikkati çekti.
Prof. Dr. Yavuzer, başarılı ve güvenli dolgu uygulaması için şunları anlattı:
“Her dolgu aynı değildir. Dolgu malzemelerinin değişik vasıfta ve kalitede olanları mevcuttur. Erimeyen, kalıcı dolgulardan mutlaka sakınmak gerekir. Kalıcı dolgular kısa ve uzun vadede tıbbi sıkıntılara ve reaksiyonlara neden olabilir. Bu tip istenmeyen bir durumda ise kalıcı dolguları eritmek veya temizlemek mümkün olmayacağı için kalıcı hasarlara neden olabilirler.
Dolgular üreticilerine, aldıkları onaylara ve kullanıldıkları ülkelere göre değişik kalitelerde olabilirler. Kullanılacak dolgunun mutlaka markası ve modeli öğrenilmeli. Asla ucuz ürünler tercih edilmemeli ve ürün kalitesi sorgulanmalı. Avrupa’da ve Amerika’da onaylı ve kullanılan dolguları tercih edilmeli. Çok yeni ürünler, yeterli bilimsel çalışma ve sonuçları olduğu teyit edilmeden yaptırılmamalı. Mucizevi söylemlere inanılmamalı.
Her enjeksiyon yapan aynı değildir. Güzelliğin emanet edileceği hekim iyi seçilmeli, gerektiğinde diploması görülmeli. Plastik cerrah ve dermatologların tıbbi açıdan konu ile ilgili en yüksek bilgi beceri ve donanıma sahip oldukları göz önünde bulundurulmalı. Doktorun güzellik ve estetik anlayışının sizinle örtüştüğünden emin olunmalı. Doktor olmayan kişilerin enjeksiyon yapmasına asla müsaade edilmemeli.”
Her bölgeye dolgu yapılamayacağının da altını çizen Yavuzer, “Yüzün bazı bölgelerinde dolgular çok başarılı olurken bazı bölgelerinde farklı ürün ve yöntemlere ihtiyaç vardır. Doktor, istenilen yere dolguyu önermiyorsa ısrarcı olunmamalı.” dedi.
Yavuzer, aşırı dolgudan da mutlaka kaçınılması gerektiğine dikkati çekerek, fazla dolgunun zararlı olacağına işaret etti.